Merkez Bankası beklentiler doğrultusunda karar verdi, politika faiz oranını değiştirmedi. Doğrusunu da yaptı. Piyasa aktörlerince beklenen faiz kararından öte sıkı duruşunda bir değişiklik yapıp yapmayacağı idi.
Karar metninde sıkı duruşunu pekiştiren birkaç ifadeden birini çıkarabilir böylece ilk faiz artırım kararının çok uzak olmadığı mesajı verebilirdi. İyi ki daha önceki metninde kullandığı kelimelerde de değişiklik yapmadı, faiz artırımına halen süre olduğu algısını yaratmış oldu.
Geçen yılın son iki ayında enflasyon hafif aşağı gelmiş ancak yeni yılın ilk ayında yeniden çok az da olsa yükselmişti. Şubat ayında yüzde 20'nin altına gerileyerek düşüşün sürebileceği sinyali verdi. Yine de temkinli olmakta fayda var.
Son yazımda da vurguladığım gibi enflasyonun yükselmesinde etkili olan faktörlerin potansiyeli halen var. Örneğin gıda fiyatları mevsimsel unsurlar, daha da önemlisi girdi maliyetlerinin ithalat devam ettikçe yüksek seviyelerini koruma olasılığı yüzünden ortalama enflasyonun üzerinde hareket edebilir.
DIŞSAL RİSK FAKTÖRLERİ
Aynı şekilde enflasyon üzerinde belirleyici olan faktörlerden birikimli kur etkisi de ara ara kendini hissettirebiliyor. Daha dün tanık olduk. Merkez Bankası'nın sıkı duruşu öne çıkardığı toplantısı sonrasında bile kurlar yükseldi ve uzun aradan sonra 5.44 seviyelerini test etti. Gerçekten kurlar halen kırılgan... Bu kadar önleme ve bu kadar yüksek reel getiriye rağmen bir an da yukarı gelebiliyor.
Enflasyonu etkileyen faktörlerin etkileme potansiyellerinin varlığına bir de dışsal risk unsurlarını ekleyelim. ABD Başkanı Trump'ın ilginç çıkışlarının sonu gelmiyor. Bu hafta Türkiye'nin genelleştirilmiş tercihler sisteminden çıkarılması gerektiğini savundu. Yani ABD'ye yaptığımız ihracata uyguladığı düşük gümrük vergisinin normalleşmesini istiyor ki bu da belli sektör ürünlerinin fiyatının yüzde 4'ler civarında artmasına neden olacak.
Bu yetmiyormuş gibi Rusya'dan S-400 hava savunma sisteminin alınması durumunda yaptırım uygulanabileceği "tehdidi" geldi Amerika'dan. Arap saçına dönen Brexit süreci, AB'nin durgunluğa girmesi, ticaret savaşları da uzunca süredir dışsal riskler denkleminde yer alan diğer faktörler.
İKİNCİ YARIYILDA BAŞLAR
Bu gerçeklerden hareket eden Merkez Bankası daha önce de vurguladığı şu mesajı yineleme ihtiyacı duydu; "Fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek.
Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecek." Enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve para politikasının gecikmeli etkilerini risk faktörleri olarak görüyor Merkez Bankası.
Merkez Bankası sıkı duruşunu alacağı aksiyonlar ve vereceği mesajlarla en az birkaç ay daha korursa, diğer bir ifadeyle faiz indirimine ikinci yarıyıl başında başlarsa hem fiyat hem de finansal istikrarın tesisine hayati katkıda bulunacak.