Hem doğumgünümü değişik bir yerde geçirmek hem de yeğenlerimi görmek üzere ABD'deyim malumunuz.
Los Angeles'da iki gün geçirip doğruca Las Vegas'a geldim. Haftaya da San Diego'da olacağım... (Bu arada Air France'ın, THY'nin yanından bile geçemeyeceğini söylemeliyim. Business class yemekleri, THY'nin ekonomi bölümü kadar bile iyi değil). Her neyse, doğumgünümü Bellagio'da havuz kenarında muhteşem bir restoranda kutlamaya başladık, ardından da Caesar's Palace'a, Celine Dion konserine geçeceğiz... Günler öncesinden en ön sıradan biletlerimiz var, pek keyifli, pek havalıyım. Bir şeyi ne kadar istersen olmaz diye salakça bir cümle vardır ya, hiç de sevmem; başıma geldi. Doktorlarının çok ağır soğuk algınlığı geçirdiği için konuşma yasağı koyduğu Dion, konserini iptal etti.
NAZAR NAZAR!
Kapıda kalakaldık, pür makyaj, baştan ayağa giyim kuşam. Yapacak bir şey yok, otele döndük, saat henüz akşam 7.30...
Çıkıp gece eğlenceleri hiç bitmeyen Vegas caddelerinde dolaşalım dedik.
Hızlıca spor kıyafetlerimizi giydik, maksat Celine Dion'un bünyemde oluşturduğu gerginliği gidermek, sabaha kadar açık süper lüks mağazalarda kart patlatmak. Tüm büyük otellerin ve kumarhanelerin sıralandığı Strip'te yürürken, bir anda yüzlerce, hatta binlerce Donald Trump protestocusuyla karşılaştık. Binlerce derken inanın abartmıyorum zira yarım saatten fazla sürdü, göstericilerin önümüzden geçmesi.
MEKSİKALILAR ÇOK ŞAŞKIN
Kiminle yan yana gelsem soruyorum, neden bu kadar nefret ettiklerini. Azınlıklar ve kadınlar için söylediklerini dile getirdiler.
Bir ara Trump taraftarı bir adam küfür ederek, önüne gelene yumruk atmaya başladı. Protestocular adamı fırlatıp attı bir kenara. Ben arkadaşlarımdan iyice uzaklaştım, baktım öyle gidiyorum Meksikalı kardeşlerle kolkola....
Benzer gösteriler ABD'nin hemen her eyaletinde yapılmakta son dört gündür. 2 milyon fazla oy almasına rağmen başkan olamayan Hillary Clinton, FBI yüzünden seçimi kaybettiğini açıklasa da, artık yapacak bir şey kalmadı. Daha kaç gün sokaklara düşer protestocular bilemiyorum ama görünen o ki, ABD'li dostlarımızı hiç de parlak günler beklemiyor.
Herkesden aynı şeyi duyuyorum burada, manikür yaptırdığım kuaförde tüm kadınlar seçimi konuşuyordu mesela. Sonuçlar açıklanınca bunun bir şaka olduğunu sanmışlar. Gerçekler dünyanın da canını yakmaya başlayacak mı göreceğiz.