1970'li yılların başı...
Karşıyaka o günlerde de İzmir'in gözde köşelerinden biriydi.
Özellikle, bahar ve yaz günlerinde Karşıyaka sahilinde turlamaya doyum olmazdı.
Taaaa yüzyılın başından beri Karşıyaka'ya özgü akşam sefası dillere destandır.
Karşıyakalı aileler hangi semtte otururlarsa otursunlar, her akşam yemeğinden sonra ailece "Yalı Turu"na çıkar ve günü öyle kapardı.
Bu kentin ünlü ozanı Yanıkoğlan, bu olguyu bir "Karşıyakalılık gereği olarak" kabul ve ilan eder.
İpek Umar da, o dillere destan Karşıyaka Yalısı'nda doğup büyümüş kentin en güzel kızlarından biri...
Karşıyaka Lisesi'ni yeni bitirmişti o yıllarda İpek.
Hedefinde "avukatlık" vardı.
Bu hayallerle yalıyı turladığı akşamlardan birinde İzzet Günay'ın görüş alanına girdi.
Giriş o giriş...
Filmleri kapalı gişe oynatılan bu yıldız Karşıyaka turlarından birinde İpek'i gördü ve görüş o görüş oldu.
Bir Eylül akşamındaki bu renkli tesadüf 40-45 yıl öncesinde gerçekleşti ve o günlerden bugünlere yürürlükte kaldı.
O çapkın, o ünlü ve yine kızların paylaşamadığı o yıldız bugünlerin de mutlusu İzzet Günay'ın ta kendisiydi. Yanındaki de, Karşıyakalıların çok sevdiği Yalı'nın o güzel kızı İpek Umar'dan başkası değildi.
İzzet Günay sevgili eşi ile İzmir'de..
Yarın akşam Alsancak'taki Amerikan Kültür Merkezi'nde buluşalım.
ALTIN PORTAKAL SAHİBİ
İzzet Günay, 21 Ağustos 1934'te İstanbul'da Üsküdar, Salacak'ta doğdu. Bir abisi vardır.
Babası Necati Bey, Salacak şehir hatları vapurları yöneticisidir zamanında.
1949 yılında Deniz Lisesi'ne başladı ama iki sene sonra asker olmaktan vazgeçtiği için ayrılıp liseyi Haydarpaşa Lisesi'nde bitirdi.
İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü'nde teknik ressam olarak çalıştı.
Bir süre dans hocalığı yaptı. Askerlik görevinden sonra, linyit kömürü ticaretiyle uğraştı.
1957 yılında gazete ilanı ile Dormen Tiyatrosu'na başvurdu ve kabul edilerek bu toplulukta sergilenen "Kara Ağaçlar Altında" adlı oyununda ufak bir role çıkarak, profesyonel sanat yaşamına atıldı.
Daha sonra "Sokak Kızı İrma", "Pasifik Şarkısı Zafer Madalyası" ve daha birçok çeşitli oyunlarda 1957- 1963 yılları arası rol aldı.
Sahne amirliği yaptı. Sinemaya 1958'de "Kırık Plak" filminde Zeki Müren'in şoförü rolüyle geçti.
Birkaç filmde ufak roller oynadıktan sonra "Varan Bir" filmiyle başrol oyunculuğuna geçti.
70'li yıllarda sinemayı bırakan ve bu arada ekonomik nedenlerle 1973'de başlayarak 7 yıl klasik Türk Sanat Müziği dalında solistlik yaparak sahneye çıktı. 1985'te açtığı antikacı dükkanını 14 yıl işlettikten sonra devretti. Sonraki yıllarda az sayıda televizyon dizisinde rol aldı. İzzet Günay, 1964'te "Ağaçlar Ayakta Ölür" filmindeki rolüyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en başarılı oyuncu seçildi
Teos Marina'da coşkulu sezon açılışı
19 Mayıs akşamı 2017 yaz sezonunu Retro Parti ile açan Teos Marina, havuz başında yatçılar, kiracılar, kamudaki paydaşlar ve Teos Marina çalışanları ile "Yaza Merhaba" dedi.
Gecenin açılış konuşmasını yapan Teos Marina Genel Müdürü Faruk Günlü, "Teos Marina Hudut Kapısı sezon sonuna kadar haftanın 7 günü hizmet verecek. Artık yurt dışı giriş çıkış işlemleriniz için başka yerlere gitmek zorunda kalmayacaksınız" diyerek müjde verdi.
Haziranın ilk haftası itibariyle Teos Marina AVM'de yeni kiracıların da kapılarını açmış olacağını söyleyen Günlü, "Teos Kültür Merkezi'ndeki sanatsal faaliyetler, yeni açılan sergi salonu, her sokakta sanatın farklı dallarını görebileceğiniz sokak sanatçıları ile Teos Marina herkes için bir yaşam alanı olacak" dedi.
17 Haziran'da Teos Marina AVM Festival Alanı'nda Samos'tan gelecek Yunanlı dostlarla Türk & Yunan dostluk gecesi düzenleyeceklerini belirten Günlü, katılımcılara bol eğlenceli bir sezon için bu gecenin bir başlangıç olduğunu, 29 Haziran Perşembe akşamından itibaren her Perşembe halka açık konser ve dans gösterileri olacağını vurguladı.
Enerjinin hiç düşmediği partide; sahnede dans gösterileri, DJ performansı ve Single Ladies grubunun coşkulu keman performansı izleyenleri coşturdu.
Vokalde Mine Çağlıyan, kemanda Olga Eşiyok ve saksafonda Valeria Piddubna'dan oluşan ekip, cabaret show, Retro, disco ve Balkan ezgileri ile yüzme havuzu üzerindeki sahnede hem göze hem kulaklara hitap etti.
Sahne gösterilerinin yanı sıra havuz kenarında da davetliler serin havaya rağmen gecenin geç saatlerine kadar dans ederek müziğin ritmine ayak uydurdular.