• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Benimle dans eder misiniz?

FİLİZ ÖZKOL

Benimle dans eder misiniz?

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Kasım 2022
Kulağa hoş gelen bir cümle...
'Benimle dans eder misiniz?' Hayatımızın görsel bir eylemi.
Tüm toplumsal kültürlerde var. Hatta binlerce yıl öncesinden günümüze kadar özelliğini kaybetmemiş. Beden dilini en iyi ifade eden bir davranış biçimi. Hatta psikolojik bir gevşeme sanatı da diyebiliriz.
Yüz yıllardır izliyor, icra ediyoruz...
Duygularımızı ifade etmenin bir yolu ve aynı zamanda estetik hareketler bütünü.
Evet anlam üzerine anlam yüklediğimiz bu bedensel yorumu anlatabilmekten çok hissetmek gerekiyor.
Geçmişi kurcalamak gerekiyor. İnsanların neden vücut diline yatkın olduğunu...
Biraz tarih sayfalarında dolaşmak istedim. İlginç sonuçlar çıktı ortaya.
Konuşma dilinin gelişmediği dönemlerde doğa olaylarını gözlemleyerek bunlar karşısındaki duygularını ifade etmek isteyen insanın bedensel işaretlerle anlaşmasının dansa temel oluşturduğu tahmin edilenler arasında. Dansın beden ve ruhun iletişim dili olduğu düşünüldüğünde insanlık tarihi kadar eski olmasına şaşmamak gerek. Hatta birçok tarihçi dansın erken insan uygarlıklarının gelişiminin temel faktörlerinden biri olduğuna inanıyor.

BİRBİRİNİ TANIMA İSTEĞİ
Biraz derinlemesine araştıralım bakalım.
İlk arkeolojik dans kanıtı, Hindistan'daki 9 bin yıllık mağara resimlerinden geliyor, ancak dansın modern bir kültüre daha yaygın olarak dahil edildiği kayıtlar Antik Yunan, Çin ve Hindistan'da bulunabilir.
Tüm bu eski danslar, çok çeşitli Roma ve Avrupa Ortaçağ danslarına, geleneksel Çin danslarına, Hintçe ve diğer geleneksel danslara dönüşmüş ve her millet kendi beden dilini kullanmış.
Çocukluğumuzda vazgeçemediğimiz film sahnelerinden biri. Erkek ayağa kalkar, beğendiği kızın önünde ceketinin düğmelerini ilikleyerek nazikçe bir referansla kızı dansa davet eder. Belli bir mesafede kimse kimsenin ayağına basmadan, saygılı bir şekilde müziğin melodilerine eşlik edilir ve dans bittiğinde teşekkür edilir. Başlangıç ilişkilerin temelinde birbirini tanıma isteği vardır. Dans etmek mutluluğun bir parçası, en güzel duyguların karşılığıdır. İnsan kendini mutlu hissettiğinde dans eder ve mutlu olur. Çünkü dans etmek olumlu düşünceleri beraberinde getirir, stresi azaltır ve ruhunuzu huzurla buluşturur.
Uluslararası Nörobilim Dergisi'ndeki bir çalışmaya göre, danslı hareket terapisi sadece depresyona iyi gelmekle kalmıyor, bir yandan da serotonin ve dopamin seviyelerini ayarlayarak stres psikolojisine de iyi geliyormuş. Dans etmek sosyal bir aktivite olduğu için, depresyon sırasında hissedilen yalnızlık hissine kapılmanızı engelliyormuş.
Ayrıca yalnız yaşayan yaşlı kişiler için de fazlasıyla yararlıymış...

BEDEN DİLİNİ KULLANIRSIN
Doğduğumuz andan itibaren ilişkilerde yaşadığımız her türlü olayın altında bir çeşit 'HAYAT DANSI' vardır. Koşarsın, coşarsın, sinirlenirsin, bağırırsın ve bizi yöneten bu duyguların içinde hep bir beden dilini kullanırsın. Elimizi uzattığımız kişide yarattığımız güven duygusunda 'seni seviyorum, dostluğuna ihtiyacım var' derken bir başka şekilde omzuna dokunduğumuz kişiye verdiğimiz mesaj 'Her zaman yanındayım, iyi ve kötü gününde hep dostunum' dersiniz. Aşk oyunlarında, bedenimizin isteklerinde hep gizli dans etkileşimleri gizlidir.
Peki, iş hayatımızın ayak oyunlarına ne demeli? Bozuk ritimli ilişkiler. Yalan dolanların cirit attığı ortamlar. Birbirimizin ayağına basarak, çelme takarak ilerlememiz.
Başarı hırsı içinde öfke nöbetleri. Aldatmacalar, aldanmalar, acılarımızı ifade eden abartılar, hepsi bir çeşit vahşi dans seromonisi değil mi? Haydi hep birlikte sevgiyle saygıyla en güzel duygularla birbirimize elimizi uzatalım ve fısıldayalım, BENİMLE DANS EDER MİSİNİZ?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.