Yıllar önce ben daha çocukken sinemalara bir yaz filmi geldi, her şeyi değiştirdi. Jaws! Bu film, yazın sinemaları dolduran gişe canavarı filmlerin de önünü açtı. O zamandan beri en iyi filmler yazın sinema salonlarına geliyor.
Çocukluğumdan beri sinema en büyü tutkum oldu. Bir şeyler izlemeden bitirdiğim bir gün hatırlamıyorum. Özellikle sinemaya gitmek için arkadaş bile aramadım. Tek başıma film izlemek de en sevdiğim etkinliklerden biri olmuştur. Buna rağmen son yıllarda benim gibi bir sinefil bile kırk yılda bir sinema salonlarını ziyaret ediyorsa bu, üzerinde düşünülmeye değer bir konu olmalı...
CİDDİ BİR DÜŞÜŞ
Evet, pandemiden beri sinemaya gidişte ciddi bir düşüş var. Geçtiğimiz 3 yılda bu durumu tersine çevirmeyi başaran film sayısı da bir elin parmaklarını geçmez.
Peki her şeye rağmen sinema da sinema diyen bu satırların yazarı neden küstü sinema salonlarına? Herkesi etkileyen nedenlerden (ki bunlar beni en az etkileyenler oldu) başlayalım.
Yüksek bilet fiyatları...
LÜKS OLDU
En ucuz halk eğlencesi olan sinema adeta lüks oldu. Önce tam bilet ile öğrenci bileti arasındaki fark neredeyse yok oldu. Bir 'halk günü'ne kaldı insanlar...Bugün iki kişi sinemada film izlemek (kuru kuruya bile olsa ) 500 lirayı geçti. Buna mısır ve kola eklerseniz 1000 lirayı gözden çıkarıyorsunuz.
Hele hele özellikle salonlarda (mesela gençliğimdeki gibi) locada film izlemek isterseniz fiyatlar 2000 liraya dayanmış, hem de kişi başı...
Hadi diyelim (benim gibi) bilet fiyatı sizin için çok belirleyici değil, bu sefer mantık olarak kendinizi enayi gibi hissediyorsunuz. Sinemada dünyanın reklamını izleyip üstüne bir de para veriyorsunuz.
TEKELLEŞMELER
Ekonomik güçlükler sinema işletmecilerini (aslına bakarsanız burada da bir tekelleşme var. 2-3 bağımsız işletme dışında tek bir büyük şirketten bahsedebiliriz) bazı önlemler (!) almaya zorluyor. Personel sayısı çok düştü. Aynı genç arkadaşım -sırasıyla- önce gişeye sonra büfeye bakıyor. Üzerine -yetmiyormuş gibi- salonlarla da kendisi ilgileniyor. Bu da kalitenin çok düşmesine neden oluyor.
Sinema salonlarında klimalar çoğunlukla -müşteri talep etmeden- çalıştırılmıyor. Bu tam bir rezillik!
Daha da kötüsü (bir iki özel salon dışında) cihazlar çok eski. Projeksiyon cihazları mütemadiyen yenilenmediği için görüntüler ya karanlık ya da bulanık. Gözünüz pek seçmediği için erkenden uykunuz geliyor. Hatta öyle ki, bazı filmlerin korsan versiyonları çok daha net!
Filmler biter bitmez dijital platformlara geldiği için bilet fiyatının onda birine çok net bir şekilde ev konforunda film izlemek mümkün oluyor. Bu da sinemanın tercih edilmesini iyiden iyiye zorlaştırıyor.

ERGENLERE KALDI
Bütün bu dezavantajlar üst üste eklendiğinde sinema salonları, daha çok sosyalleşmek isteyen ergenlere kalıyor. Bağıra çağıra yorum yapmak, arkanızdaki koltuğu tekmelemek gibi katlanılması zor olan davranışlar sergiliyorlar.
Artık tüm bunlara rağmen sinemada film izlemek için sanırım aileden sinemacı olmak falan gerekiyor. Eğer sinema sektörüne acil bir düzenleme gelmezse birkaç seneye bu sanat sadece evlerde dijitale kalacak.
