Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Afrin'i terör arındırmak, bölge halkını terör zulmünden kurtarmak için başlattığı Zeytindalı Harekatın'daki gelişmeleri zaman zaman sizlerle paylaşıyorum.
TSK unsurlarına en hızlı şekilde sağlık hizmeti sağlamak, stabilizasyon ve hasar kontrolü cerrahisi hizmeti sunmak amacıyla seyyar yardım hastanesi kurulduğunu biliyorsunuzdur. Burada dönüşümlü olarak doktor, sağlık mensupları canları pahasına görev yaptığını söylememe gerek yok sanırım. Onlar canları pahasına orada görev yaparken, nedense bazı kurum ve kuruluşlar para derdine düşmüş.
Sizlere geçtiğimiz günlerde Adnan Menderes Havaalanı'nda yaşanan bir olaydan bahsetmek istiyorum.
Olay 20 Mart salı günü yaşanmış.
TSK'nın Zeytin Dalı Harekatı çerçevesinde sınırda oluşturduğu seyyar yardım hastanesinde görev yapmak için yola çıkan bir doktor kardeşimizin yanındaki eşyaları 2 kilo fazla çıkınca havayolu şirketi görevlisi "Para da para "diye tutturmuş.
Düşünün bir doktor İzmir'den sınıra verilen göreve gitmek üzere evinden 7 aylık evladından ayrılıp vatan için yola düşüyor. Havayolu şirketi 2 kg eşya parasının derdine düşüyor. Bu arada şirket yöneticilerine de köşem açıktır.
NE DEMEK BİLİR MİSİNİZ?
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'nın kurucu öğretim üyesi Prof. Dr. M.
Şerafettin Canda emekli olmasına rağmen, sporcu olmanın verdiği enerji ile olsa gerek durdurak bilmiyor. Canda, geçtiğimiz günlerde hem memleket hasretini gidermek, hem de Zeytin Dalı Harekatı'nda görev yapan asker ve doktorları ziyaret etmek için Hatay'a gitti. Bu sırada Reyhanlı Cilvegözü'nde kurulu bulunan TSK Sağlık Komutanlığı Seyyar İlk Yardım Hastanesi'nde görev yapan meslektaşlarını ziyaret eden Canda, DEÜ Tıp Fakültesi Acil Servis Uzmanı Emre Karslı ile bol bol sohbet etme fırsatı buldu. Şerafettin Hocamı sınırda görünce emeklilik veda konuşmasında söylediği şu söz aklıma geldi;
Sınır çocuğu ne demek bilir misiniz?
Her sabah kalktığınızda Türk bayrağı yerinde mi acaba endişesini yaşarsınız.
Yerinde dalgalandığını gördüğünüzde şükredersiniz."
AVM'DE YAŞANANLAR
İnsanların hayatında vazgeçilmezler arasında yer alan AVM'lerde görev yapan çalışanların yaşadığı dramlardan bahsetmek istiyorum. Bizler o ışıltılı dünyanın büyüsüne kapılıp ordan oraya savrulurken, 3 kuruş paraya çalışmalarına rağmen, hor görülen, itilip kakılan çalışanların neler çektiğini biliyor musunuz?
Balçova'daki bir AVM'de temizlik görevlisi olarak görev yapan bir kadına yapıldığı iddia edilen olayları dinleyince tüylerim diken diken oldu. Kadın çalışanların dinlenme odalarına tekmeleyerek girmekten tutun da raporlu olduğu halde haftalık izinlerini iptal edilmesine kadar varan olaylar yaşananların en basiti. 10 saatlik çalışmaya karşılık ödenen fazla mesainin bedelini ise hiç sormayın. Kadın okuyucum ayaklarındaki yarayı gösterince inanın çok üzüldüm. Neden dinlenmiyorsun, rapor almıyorsun" dediğimde ise verdiği cevap "Raporlu olduğum günleri maaşımdan kesiyorlar birde haftalık izinlerimizi vermiyorlar" şeklinde oldu.