Tarihin ne kadar hızlandırılmış bir anında olduğumuzu son bir aya bakarsak, daha bariz bir şekilde izliyoruz.
5 Kasım'da ABD'de Trump ikinci kez kazandı.
ABD Başkanlık seçimlerini kaybeden Biden bir anda canlandı, son çılgın adımlarını atıyor. Lübnan'da ateşkes ilan edildi. Ne tesadüf bir gün sonra, Suriye karıştı. Suriye'de 8 Aralık'ta Diktatör Esad rejimi çöktü.
Esad Moskova'ya sığındı. Hem de kimsenin tam tahayyül edemediği bir hızda. 20 Ocak'ta göreve resmen başlayacak Trump, çılgın açıklamalarını sürdürüyor. Biden'la 180 derece farklı çıkışlar yapıyor. Trump'ın yaptığı Gazze, Ukrayna ve Suriye açıklamalarının arkasında durup duramayacağı, ABD MÜESSES SİSTEMİ derin ile olası ilişkileri dünya da merak ediliyor.
Suriye Milli Ordusu, Telrıfat ve Münbiç'i ABD aparatı PKK-YPG SDG'den temizledi. GÖZLER AYN EL ARAP'TA geleceğe ilişkin tahminlere ihtiyat kat sayısı çok yüksek bir anlayışla yaklaşmak gerekiyor. Çünkü küresel güçlerin mücadelesi tam hızla sürüyor. Gün doğmadan neler doğar. Bugün karşı karşıya olduğumuz tabloya ihtiyatlı yaklaşmak lazım.
SURİYE'NİN GELECEĞİ
Suriye'de temel sorun işleyebilir bir geçiş yönetimi kurulmasıdır. Suriye'nin geleceği açısından en kritik konu olan geçiş sürecinin mümkün olduğu ölçüde sağlıklı şekilde yönetilebilmesi bakımından önemlidir.
TÜRKİYE'NİN MAKUL VE MANTIKLI HAMLELERİ
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de Diktatör Esad düşerken, Doha'da stratejik görüşmeler yaptıktan sonra çok önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların, mültecilerin dönüşlerinin önünün açıldığını belirtmesi, Suriye'nin geleceğine yönelik şifreleri içermektedir.
Başkan Erdoğan'ın ısrarlı vurguladığı, ONURLU DÖNÜŞ süreci başlıyor.
Sığınmacıların çoğunluğu istikrarı sağlanmış ve umut vadeden Suriye'ye dönmelerini Türkiye çok iyi yönetecektir.
Türkiye'nin bundan sonra izleyeceği makul ve mantıklı tutum, Suriye içinde ve dış aktörler arasında yaşanacak güç mücadelesine dikkatli dokunuşlarla sürecektir.
Bilindiği gibi, Suriye'nin farklı halklar, dinler, mezhepler, ideolojik kesitler, kültürler barındırmaktadır. Suriye ile doğrudan çıkar ilişkisi içinde olan veya Suriye'den risk algılayan birçok ülke denklemin içinde yer alacaktır.
Bu ülkelerin Suriye içinde uzantıları da vardır veya böyle uzantılar oluşturabileceklerdir.
Onun için Suriye'nin huzur ve istikrara kavuşması çok hassas dengelere bağlı olduğu bir gerçektir. Başkan Erdoğan-Türkiye, bu nedenle özenli ve örnek bir yaklaşım izlemekte ve barışın kazanılabileceği bir düzen için proaktif çalışmalar yapmaktadır.
MÜKEMMEL ZAMANLAMA
ABD'de Trump'ın 20 Ocak'ta resmen göreve başlamasına 40 gün kalmışken, Ukrayna'da ve Ortadoğu'da çok önemli gelişmeler oluyor.
Trump'ın, Ukrayna ,Gazze ve Suriye konusunda çılgın açıklamaları devam ederken, komşumuz Suriye'de Diktatör Esad rejimi devrildi. Suriye'nin geleceğinde bır çok dalgalanmalar başlarken, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın mimarisinde Türkiye'nin Dışişleri, Savunma ve Mit Başkanlığı açık ve arka kapı temaslarını sürdürüyor. Esad düşerken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çok kıymetli temaslarını yaptı ve bir gün sonra Ankara'da zamanlaması mükemmel BÜYÜKELÇİLER Toplantısı gerçekleştirdi. Hakan Fidan'ın büyükelçiler toplantısında yaptığı YENİ SURİYE açıklamaları çok dikkat çekti:
YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI
"Suriye'de yaşanan gelişmeler bize umut ışığı oldu. Suriye'de yeni bir dönem başladı. Her kesimin barış içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası aktörlerin Suriye halkına el uzatıp kapsayıcı bir yönetimin oluşturulmasına destek vermesini bekliyoruz. Suriye'de kalıcı çözüm ile barış ve istikrarın ancak ulusal uzlaşı ile sağlanabileceğini en başından beri bildiğiniz gibi söylemekteydik. Ancak rejim halkı ile barışma yoluna gitmedi.
Cumhurbaşkanımızın yaklaşan süreci öngörerek yaptığı çağrılara rejimin olumlu yanıt vermemesi ne kadar haklı olduğumuzu ortaya çıkaran gelişmelerin yaşanmasına sebep oldu.
Suriye'de yeni bir dönem başlamıştır.
Artık ileriye odaklanmak gerekmektedir.
Bundan sonraki süreçte farklı etnik ve dini grupların kapsayıcı bir yönetim anlayışı ve barış içerisinde yaşadığı bir Suriye arzu ediyoruz. Komşularıyla iyi ilişkileri sahip olacak, bölgesine barış ve istikrar katacak yeni bir Suriye görmek istiyoruz. Bu amaçla bölgesel aktörler başta olmak üzere tüm taraflarla gerekli diyaloğu ve eşgüdümü sürdürmekteyiz.
Türkiye bundan sonra da Suriye'nin refah ve istikrarının sağlanması için üstüne düşenleri yapacaktır. Zor günlerinde Suriyelilerin yanında olan Türkiye Şam'da açılan yeni sayfada da yanlarında olacaktır. Suriye'nin yeniden imarı için çalışmaları sürdüreceğiz.
Suriyelilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması ve ülkenin yeniden imarı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Suriye halkının da bu altın fırsatı iyi değerlendireceğine inanıyoruz. DEAŞ ve PKK'nın mevcut durumdan fayda sağlamasının önlenmesi Suriye'yi terörizm için güvenli liman olmaktan çıkartacaktır. Bunun için de her türlü çalışmamıza kararlılıkla devam edeceğiz. Suriye bizlere diplomasinin ne kadar uzun soluklu ve sabır gerektiren bir iş olduğunu bir kez daha göstermiştir. 13 yıldır yılmadan gerek ikili ilişkilerimizde, gerekse çoklu platformlarda doğru bildiğimizi savunduk.
Herkes Suriyelileri terk ettiğinde Türkiye yanlarında durdu. Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesi umudunu kaybetmeyen Suriyeliler için umut ışığı olmaya devam etti. Adaletin, bölgesel barışın ve istikrarın tecellisi için her türlü güçlüğü omuzladık. Diplomatik hamlelerimizi yaparken sadece kendi milli güvenliğimiz ve huzurumuz için değil, bölgemiz için huzur ve refah istediğimizi de samimiyetle gösterdik"
YENİ BİR VİZYON
Büyükelçiler Konferansı 15'incisi "Türkiye'nin Diplomasi Hamleleri ve Küresel Yansımaları" temasıyla Ankara'da başladı. Dünyanın dört bir yanındaki 146 Büyükelçilik ve 13 Daimi Temsilcilik'te görev yapan Büyükelçilerin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatındaki Büyükelçi ve üst düzey yetkililer de Konferans'a katıldı.
Konferans kapsamında Büyükelçiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın eşi Emine Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından kabul edilecek. Büyükelçilerle yedi panel gerçekleşecek. (Savunma ve Dış Güvenlik, İç Güvenlik, Hukuk ve İletişim, Aile ve Güçlü Toplum, Kültür ve Eğitim, Su, Bağlantısallık ve Enerji, Ekonomi, Finans ve Teknoloji, Dış Politikamızda Yumuşak Güç Unsurlarımız) düzenlenecek. Bölgesel ve tematik değerlendirme oturumlarında Türk dış politikasını yakından ilgilendiren bölgesel ve küresel meselelerle ilgili kapsamlı değerlendirmeler yapılacak. Dışişleri Bakanlığı'nın kurumsal yapısı ile idari işleyişinin güçlendirilmesine dair çalışmaların ele alınacağı oturumlar yapılacak. Büyükelçiler Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İş Konseyleri ile bölgesel toplantılar yaparak, görev yaptıkları ülkelerdeki iş ve yatırım fırsatlarını değerlendirecek. Daha önce düzenlenen konferanslardan farklı olarak bu sene düzenlenecek akademik oturumlarda Büyükelçiler, konusunda uzman akademisyenlerle bir araya gelecek.
SONUÇ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de sürecin nereye evrildiğini çok iyi okudu. Esad'ın devrilmesinden bir gün önce Erdoğan "İdlib'den sonra Hama, Humus, Şam'a doğru bir ilerleyiş söz konusu. Temennimiz kazasız belasız Şam'a ilerlesinler" dedi. Erdoğan'ın söylediği gibi, Suriye'de yeni bir dönem başladı. Çok önemli gelişmelerin başında, ABD aparatı PYD-YPG Münbiç'ten tasfiyesi gelmektedir. Yani Fırat'ın batısın da Türkiye'nin risk algılamasındaki Telrıfat-Münbiç tehdidi temizlendi. Sıra AYN EL ARAP'TA. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye yeni Suriye'nin demokratik gelişmesinde başat aktör konumundadır. Yeni Suriye'nin istikrarı, birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik Başkan Erdoğan'ın atacağı jeopolitik adımlar da anahtar rolü, sadece Suriye'de değil, Irak'ta, Filistin'de, Gazze'de, Lübnan'da da Müslüman ülkelerin barış ve işbirliğinin işaret fişeklerini göstermektedir. BAŞKAN ERDOĞAN-TÜRKİYE'NİN YOLU AÇIK OLSUN.