• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Enflasyonda sorun yok, ya hayat pahalılığı?

CAHİT SÖNMEZ

Enflasyonda sorun yok, ya hayat pahalılığı?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08 Mart 2010
Enflasyon bir yıl sonra yeniden iki haneye yükseldi. Tüketici Fiyat Endeksi Şubat ayında yüzde 1.45 artış ile yıllık bazda talep enflasyonun yüzde 10.13 tırmanmasına neden oldu. Üretici Fiyat Endeksi de çıkışta. Ancak yıllık bazda oran halen tek haneleri koruyor. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu son faiz toplantısı sonrası enflasyonun Şubat ayında yükselmesini beklediklerini açıklamıştı. Dolayısıyla, Merkez Bankası rahat. Tabi, şimdilik... İktisatçılar da sorun etmiyor Şubat ayı enflasyon oranını. Çünkü iktisadi anlamda enflasyondan bahsetmemiz için hem fiyatlar genel düzeyinde bir artış olması hem de bu artışın süreklilik göstermesi gerekiyor.
Son rakamları iktisattaki enflasyona göre yorumlarsak, bir sorun olmadığını, yükselme nedenleri ortadan kalktığında bir sonraki ayda fiyat artış hızının yavaşlayacağını söyleyebiliriz. Merkez Bankası da enflasyona kendi penceresinden bakıyor. Yani, para politikalarının etkisi altında kalan fiyat artışlarına odaklanıyor. Daha açık bir ifadeyle, para politikaları ile fiyat artışlarını engelleyebilecek dar alana göre "Özel kapsamlı tüketici fiyat endeksine" yoğunlaşıyor, etkileyemeyeceği ürün fiyat artışlarını sepetten arındırıyor.

BEKLENTİ YÖNTEMİ
Eğer, Merkez Bankası "Beklediğim gibi" diyorsa ve "Çekirdek enflasyonunun" henüz kritik eşiklere ulaşmadığını düşünüyorsa, bu takdirde fiyat istikrarı ana hedefi için henüz harekete geçmeyecek, gösterge faiz oranlarını mevcut seviyelerinde koruyacak anlamına geliyor. Zaten, iktisadi faaliyetler henüz yavaş, iç talep de oldukça zayıf. Sonuçta, bir süre daha faiz oranlarında sorun olmayacak.
Ancak, kritik soru şu: Bu koşullar altında Merkez Bankası beklentileri yönetebilecek mi? Para politikalarının başarısında en önemli etkin faktörden biri olan "Beklentilerin yönetilmesi" biraz zora girecek gibi görünüyor. Zira bu yıl itibariyle sadece iki aydaki enflasyon oranı yüzde 3.3 gibi yüksek bir orana hızla tırmanarak, yıl sonu hedefin yarısına ulaşmış durumda. Önünüzdeki birkaç ayda daha baz etkisinin belirgin olacağı gerçeğini göz önünde bulundurursak, enflasyon baskısının bu yıl içinde devam edeceğini söyleyebiliriz.
Gelelim halkın penceresinden enflasyonun nasıl göründüğüne...
TÜFE sepetindeki ağırlığı yüzde 27'ler düzeyinde olan gıda fiyatları Şubat ayında yüzde 5.01 artmış. Yıllık bazda ise yükselme oranı yüzde 14.9. Bu rakamlar TÜİK'in belirlediği sepete göre. Halkın sıklıkla kullandığı ürün sepetini baz aldığımızda fiyat artışlarının daha vahim olduğunu görüyoruz.

İLK BEŞTEYİZ
Yani, enflasyon sorun değil ama, hayat pahalılığı ciddi bir sorun. Son birkaç aydır enflasyondaki artışın geçici olduğu, mevsimsel özellikler nedeniyle temel gıda ürünlerindeki yükselişe neden olduğu hatırlatılabilir. Ancak, gıdadaki artışları yıllık düzeye yaydığımızda halkın sıklıkla kullandığı et, süt, peynir gibi temel ürün fiyatları yaklaşık yüzde 20-25'ler seviyesinde yükselmiş. Su, benzin, LPG, otoyol geçiş ücretleri de yıllık yüzde 20'lere yakın artış göstermiş. Son değindiğimiz ürünlerin fiyatlarının yeniden inmeyeceğini kalıcı olarak halkın alım gücünü düşürdüğünü de hatırlatmamızda yarar var.
Son veriler ile AB ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülke konumuna yükseldik. Küresel düzeyde ise iki haneli enflasyona sahip 5 ülkeden birisiyiz. Birincilik yüzde 26.9 ile Venezüella'da. Venezüella'yı yüzde 13.6 ile Mısır ve yüzde 11.3 ile Ukrayna izliyor.
Bu gerçekleri alt alta koyduğumuzda, enflasyon sorun değil, nasıl olsa Merkez Bankası'nın itibar ettiği "Özel kapsamlı TÜFE" tehlike sınırına henüz ulaşmadı diyorsak, sadece halkın alım gücündeki kaybı görmezlikten gelmek istediğimiz içindir. Aynen, işsizlik rakamlarını yorumlarken tarım dışı istihdamdan dem vurup kendimizi kandırdığımız gibi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.