• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
IMF’den hem övgü hem uyarı

CAHİT SÖNMEZ

IMF'den hem övgü hem uyarı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Ağustos 2010
IMF'nin 4. maddesine göre dönemsel yayımladığı "Konsültasyon Raporu"ndan Türkiye'ye bol övgünün yanı sıra, kritik konularda uyarı niteliğinde tavsiyeler de çıktı. İcra Direktörleri Kurulu üyelerinin ortak görüşünü kapsayan raporda en dikkat çeken konu "Mali kuralın" geciktirilmesi. IMF Türkiye ekonomisine yönelik yaptığı öngörüleri biraz daha pozitife çevirmiş görünüyor.
Yukarı yönlü revizyonların başında gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüklüğü geliyor. Türkiye içinde üretilen mal ve hizmetlerin TL karşılığını ifade eden GSYH'nın 1 trilyon TL'ye, yani 700 milyar dolara, ulaşacağını tahmin ediyor IMF. Tabii, GSYH'nın böyle bir düzeye çıkabilmesi için "büyüme rakamının" yüzde 6'lar dolayında olması gerekiyor. Bu itibarla, IMF de GSYH'yı 1 trilyon dolara çıkarınca 2010 yılı büyümesini de yüzde 6.1'e çekti. Geçen yıl 2010 için yaptığı öngörülerde büyümenin yüzde 3.5-4 aralığında gerçekleşeceğini iddia ediyordu IMF.

ENFLASYON VE CARİ AÇIK

Raporda büyüme gibi enflasyon verileri de iyimser yönlü revizyona tabi tutulmuş. 2010 yılı sonu itibariyle TÜFE'nin yüzde 7.6'ya, ÜFE'nin ise yüzde 7.1'e ulaşması bekleniyor. Hatırlayacağınız gibi Merkez Bankası da benzer tahminleri yapıyor, yılın 8.5-6.5 aralığında bir enflasyonla tamamlanacağını öngörüyor.
Aynı zamanda, raporda büyüme ile bağlantılı bir veri konusunda da tahminlere yer veriliyor. Eğer, Türkiye üretimini geçen yıllarda olduğu gibi ithal girdilerle yapmayı sürdürürse, cari açık da doğal olarak yükselecek. Cari açığın GSYH'ya oranının yüzde 4.75 seviyesinde gerçekleşmesi olasılığının yükseldiği vurgulanıyor. Her ne kadar yükselse de tehlike sınırı olan yüzde 5'in kıl payı altında kalacak. Dolayısıyla, cari açığın finansmanı sorunu bu yıl için gündeme gelmeyecek.
Övgülerden sonra uyarılara da bir göz atalım...
IMF, mali kuralın bu yıl uygulamaya konmamış olmasından biraz rahatsız. Çünkü, seçim öncesi gerek vergi yönetimi gerekse kamu harcamaları konularında popülizme kayma olasılığı vurgulanıyor raporda. IMF bizler kadar karamsar değil... Başka bir bahara kaldığını söylediğimiz mali kuralın 2011 yılı bütçesine zemin teşkil edeceği temennisine hakim.

TL DEĞERLENİYOR
IMF her zaman alıştığımız tavsiyelerini de yapıyor. Bankaların gelecekte olası risklere karşın sağlamlılığının test edilmesini istiyor. IMF'ye göre, Avrupa ve ABD bankalarına uygulanan "stres testleri" Türk bankaları için de faydalı olacak. Aslında, bu noktada IMF'ye katılmıyorum. Büyük oranda psikolojik rahatlatma sağlamaya yönelik 91 Avrupa bankasına uygulanan stres testlerinin gerçekçi senaryolara dayandırılmadığını düşünüyorum. Yüzde 6 sermaye yeterlilik rasyosuna göre, az sayıda bankanın sermaye ihtiyacı ortaya çıktı. Oysa bu oran bizde geçerli olan yüzde 8'e çekilseydi, teste katılan bankaların yarıya yakını sınıfta kalacaktı.
Dört bir yerden çizilen pembe tablolar bizi mutlu ederken Merkez Bankası'nı da kara kara düşündürüyor. Zira, IMF'den ve bazı uluslararası mali kurumlardan bu denli iyimser beklentilerin dile getirilmesi yabancı sermayenin iştahını kabartıyor, döviz girişinin artmasına neden oluyor. Son haftalarda doların bollaşması sonucunda TL 1.50'nin altına geriledi. Bu durumda Merkez Bankası'nın alacağı birkaç aksiyon var. Birincisi, fırsatı değerlendirip döviz rezervlerini yükseltebilir. İkincisi, zorunlu karşılık oranını kriz öncesi seviyesine, yani yüzde 11'e çıkarabilir. Böylece, TL'nin daha da değerlenmesinin önüne geçebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.