• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Enflasyon raporunun satır araları

CAHİT SÖNMEZ

Enflasyon raporunun satır araları

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Ekim 2010
Krizden çıkış süreci devam ederken, gözlerimiz hem Türkiye ekonomisindeki gelişmelere hem de ABD ve AB ekonomilerine çevrilmiş durumda. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler hızlı toparlanırken gelişmiş ülkeler arkadan ağır aksak gelmeye çalışıyorlar. Tabii, durum böyle olunca Merkez Bankası uyguladığı para politikasında dışsal faktörlere de ağırlık vermek zorunda kalıyor.
Merkez Bankası "enflasyon hedeflemesi rejimi" kapsamında bu yıla ait dördüncü "Enflasyon Raporu"nu yayımladı. Ayrıca 6 ayda bir "Finansal İstikrar Raporu"nu da kamuoyuna duyuruyor, rejimin şeffaflık ilkesi kapsamında. Son raporunda Merkez Bankası tarafından Türkiye ekonomisinin ve para politikalarının genel değerlendirmesi yapılıyor ve ileriye yönelik öngörülerine yer veriliyor.

OLUMLU GELİŞMELER
Çoğunlukla iyimser bakışa sahip rapordan dikkat çeken gelişmeler şöyle:
- Merkez Bankası enflasyonda bir sorun görmüyor, dönemsel olarak yükselse bile, bu yükselişin geçici olduğunu ve orta vadede hedefleri ile uyumlu patikaya yerleşeceğini düşünüyor.
- Enflasyonun düşük ve hedeflerle uyumlu olması Merkez Bankası'nın etkin para politikası uygulamasına önemli katkı yapıyor. Bu bağlamda, Para Politikası Kurulu 3. çeyrek politika faiz oranlarını sabit tutup uzun vadede ise düşük seyrini koruma kararlılığını sürdüreceğini rahatlıkla dile getirebiliyor.
- Hem enflasyonda hem de iktisadi toparlanma eğilimindeki olumlu görünüm karşısında Merkez Bankası geçici olarak aldığı "likidite tedbirleri"ni de kademeli olarak geri çekiyor. Daha önce, ihtiyaçtan fazla likidite verirken, Nisan'dan bu yana sadece ihtiyaç kadar likidite karşılıyor. Yine kriz için aldığı önlemler çerçevesinde aşağı çektiği zorunlu karşılık oranlarını yeniden eski seviyelerine yükseltiyor. Döviz hesaplarında, kriz öncesindeki yüzde 11 oranına yeniden yükselti Merkez Bankası. Tabii, bunda TL'nin değerlenme baskısını azaltma amacının da olduğunu not olarak düşelim. TL hesaplarında zorunlu karşılık oranı yüzde 5.5. Kriz öncesinde yüzde 6 idi. Çok büyük olasılıkla yıl sonuna kadar TL'deki zorunlu karşılık oranı yarım puan daha artırılarak yüzde 6'ya ulaşacak. Merkez Bankası'nın açık piyasa işlemleri kapsamında yaptığı repo ihalelerinin vadesi de 1 haftadan 3 aya çıkarılmıştı. Çıkış stratejisi çerçevesinde bu ay içinde vade yeniden 1 haftaya indi. Sıra borç alma ve verme faiz oranları arasındaki farkta. Kısa vadeli borç alma yüzde 5.75, verme ise yüzde 8.75. Yani 3 puan fark var. Oysa, kriz öncesinde 3.5 puan idi. Eğer, Para Politikası Kurulu Kasım'da borç almayı 50 baz puan daha indirirse fark 2009 başına dönmüş olacak.

RİSK NEREDE?
Merkez Bankası'nın pozitif tarafa koyduğu bu gelişmelerin yanı sıra dikkat çektiği olumsuz diyebileceğimiz gelişmelerinde altını çiziyor raporunda...
Merkez Bankası'nın dikkat çektiği konuların başında sermaye girişlerindeki, daha doğrusu sıcak para girişlerindeki belirgin artış geliyor. Sermaye girişlerinin yükselmesiyle kredi hacmi genişlemesi cari açığı yukarı itiyor. Bu da finansal istikrara ilişkin risklerin artmasına neden oluyor.
Bir konuya daha vurgu yapmamızda fayda var. Merkez Bankası maliye politikalarında "Orta Vadeli Program" izleneceğini, dolayısıyla önümüzdeki yıl kamu harcamalarında artış olsa da sonrasında hedeflerle uyumlu disiplin sağlanacağını varsayıyor. Zaten, tüm raporlarında para politikasının etkinliğinin sağlanmasında mali disiplinin "olmazsa olmaz" koşul olduğunun altını çiziyor. Olumlu gelişmelere paralel olarak temel varsayımlarını da güncelledi Merkez Bankası. Enflasyon yüzde 70 olasılıkla bu yıl 7.5, seneye 5.4 ve 2012'de 5.1 orta noktada olacak.
Raporu detaylı okuduktan sonra benim izlenimim, Merkez Bankası'nın politikalarında ve hedeflerinde tutarlı olduğu, gerekli tüm faktörleri gözönünde bulundurarak politika uygulaması yaptığı yönünde oldu. Özetle, Merkez Bankası başarılı yönetimini sürdürüyor...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.