Türkiye'nin sınırlarının güvenliğini korumak için başlattığı Afrin harekatı hızla sürerken, süreç giderek çetrefilleştirilmek isteniyor. Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin'e yaklaşmaya başlamışken önceki gün Suriye rejim güçlerinin Afrin'e girerek kenti PKK/PYD/ YPG'den devralacağı haberleri gündeme geldi. Ancak, yapılan girişimlerle bu olay, Pazartesi günü gerçekleşmedi.
Dün gün boyunca birçok analist ve uzmanla bu konuyu konuştum. Ortak kanaat, bu haberlerle Rusya'nın ABD'lilerle görüşen ve en son Amerikan Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ı Ankara'da ağırlayan Türkiye'yi bir anlamda sıkıştırmak olduğu yönündeydi. Çünkü, Ruslar Türkiye'nin eskiden beri müttefiklik ilişkisine sahip olduğu ABD'yle işbirliğini daha da ilerletmesinden çekiniyordu. Bu şekilde bir blöfle Türkiye'yi "Bu işbirliğini daha fazla ilerletme. Benim elim daha güçlü. Aramızdaki uzlaşmalara sadık kal" mesajı vermek istiyordu.
Bunun yanında Ruslar, Türkiye'yi karşı olduğu ve halkını büyük bir katliama uğratan Beşşar Esad ile doğrudan görüşmeye zorlamayı da amaçlıyordu.
Nitekim, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da "Türkiye güvenlik çıkarları için Esad rejimiyle görüşsün" diye açıklama yaptı.
DENGELER DEĞİŞTİ
Ancak, gelişmeler o kadar hızlı olmaya başladı ki, yapılan her yorum bir-iki saat içinde açığa düştü.
Tam Lavrov'un açıklamaları konuşuluyordu ki, uluslararası haber ajansı Reuters, saat 17.00 civarında rejim yanlısı güçlerin Afrin'e girmeye başladığını iddia etti. Ardından bu güçlere ait olduğu ileri sürülen kente giriş görüntüleri de yayınlandı. Giriş yapanlar rejimin ordu güçlerinden çok milislerdi, ancak tank ve uçaksavar gibi ağır silahları da bulunuyordu.
Bu birliklerin Suriye rejimine bağlı Şebiha örgütüne bağlı Şii milisler olduğu iddia edildi. Bunun bir gövde gösterisi mi, provokasyon ve tahrik girişimi mi bu yazıyı kaleme aldığımız saatlerde henüz netleşmedi. Ancak görüntü, Rusya'nın yaptığının bir blöften öte bölgede kartların yeniden karılmasını sağlayacak başka bir hamle olduğu yönündeydi.
CEVABINI ALIRLAR
Türkiye, burada soğukkanlı bir analiz yaparak gerekli adımı atacaktır. Kendisini daha büyük bir bataklığın içine çekmek isteyenlerin tuzaklarını bozacaktır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun önceki gün açıkladığı gibi eğer PKK oradan gidecek ve yerine rejim güçleri gelecekse amenna. Ama, PKK orada barınmaya devam ederse Türkiye'nin Afrin'e girişinin önüne kimse geçemez. Bu hamleler Türkiye'yi durduramaz. Hele Esad'ın Afrin'e yolladığı çapulcu görünümündeki milisler, yanlarındaki külüstür tanklarla hiç durduramaz. Yıllardır iç savaşta yorgun düşmüş, büyük kayıplar vermiş rejimin Türkiye'yi durdurma şansı yok. Türkiye'yi güvenliğini sağlayacak adımları atmaktan ismi ABD de olsa Rusya da olsa kimse alıkoyamaz. Cevabını alırlar.