Anadolu'nun Ege'ye açılan en büyük kapılarından biridir Çeşme... Ve, bir Yunan adası olan Sakız ile mesafesi vapur yolculuğu ile 30-35 dakika. Sakız'daki kara trafiğini, Çeşme limanından çıplak gözle izlemek de mümkün. Son bir aydır Çeşme'deki Suriyelilerin yol açtığı, kan dondurucu gerçekler almış başını gidiyor. Seyfi Gülcüoğlu, Çeşme'de bir esnaf. Bu dostumuz, limanın biraz açıklarında bir can yeleği bulmuş. Anlatıyor: "Bu can yeleğinin üzerinde 100 kilo yük taşıyabileceğini belirten yazılar vardı. Bu bir etiketti ve üzerinde AB güvencesi vardı. Yaklaşık 30-40 kiloluk iri bir kaya parçasını bu can yeleğine bağlayıp denize bıraktım. On dakika sonra bu can yeleği taşla birlikte battı. Gözden kayboldu ve denizin dibini boyladı. Hani bu bot en az 100 kilo taşıyacaktı?" Oysa, bu can yeleğinin üzerinde "AB garantisi" vardı. Bu ilginç tespitin elimize geçtiği saatlerde, Ege'ye açılan Suriyeli mülteci kafilesinden 5'i çocuk olmak üzere 25 kişinin Ege'de dalgalara teslim olup can verdiği haberi geldi. Suriyeli kaçakların Çeşme'deki dramı iki-üç aydır sürüyor. Bu kaçakların ağırlık merkezi Dalyan'daki Emlak Kredi Bankası'nın metruk binaları ile sahipleri tarafından öylesine bırakılmış yazlıklar. Kadın-erkek, çoluk-çocuk bu mülteciler, kendilerini Sakız'a götürecek insan tacirlerini, buralarda naylonlarla kaplı buzdan balkonlarda, kapı aralıklarında bekliyor. Ve, bir açık deniz kaptanı olan Özdemir Kalpakçı anlatıyor: "Gözlerini para hırsı bürümüş bu sahte bot üreticileri için Çeşme açık pazar. Bu adamların ürettiği botlar denize açıldıktan bir-iki saat sonra, içini dolduran göçmenlerin ağırlığı ile suya batıyor ve böylece facianın ilk perdesi açılıyor. Bu sırada oluşan kargaşada, uyduruk malzeme ile yapılmış can yelekleri patır patır patlıyor." İşte size "Suriyeli mültecilerin Çeşme macerasından" birkaç not...
hayattan
Karşıyaka'da yeni okur yazar buluşması
Başkanlığını Hakkı Gümüştaş'ın yaptığı Kültür Kentleri Birliği Platformu, İzmir'de yaşayan edebiyatseverleri / yayımlanmış kitapları olan kalem sahiplerini 'Okur-yazar buluşması' adı altında Karşıyaka'da Latife Hanım Köşkü Kafeteryasında bir araya getirdi. Tiyatro eğitmeni-yazar Deniz Üstüngel Süer'in yönettiği buluşmaya Karşıyaka Belediyesi Kültür Sanat Müdürü Veysel Çıldır da katıldı. Toplantıya, yayımlanmış kitaplarıyla katılan edebiyatseverler birbirleriyle tanıştı, kaynaştı. Karşıyakalı Salah Birsel'in eşi, tiyatro sanatçısı Jale Birsel ve tiyatrocu Olcay Poyraz'ın da renk kattığı buluşmada Olcay Poyraz, Okan Yüksel, Zeki Büyüktanır, Nazım Hikmet'in şiirlerini dillendirdiler. Kayıp Anahtar Sanat ile Edebiyat Ve Düşün Platformlarının da tanıtıldığı buluşmaya yaşı 90'a yaklaşmış araştırmacı-yazar Zeki Büyüktanır ile Firdevs Tuncay, Merih Doğan Baysal, Leyla Tuncel, Hüseyin Akkoç, Sercan Ulucak, Nuran Benli, Nilgün Erdem, Yağmur Zarif Baysal, Recai Şeyhoğlu katıldı. Her birinin kitabı Deniz Üstüngel tarafından tanıtıldı. Sahi... Deniz Üstüngel'in "Yazarlığın 'de' hali" adlı kitabını okumuş muydunuz sevgili Potacılar? Karşıyaka, Türkiye'nin belki de en aydınlık ilçesi.. Latife Hanım Köşkü, Karşıyaka'nın en merkezi yerinde bulunan önemli bir kültür mekanı.. Latife Hanım Anı Evi, tarihe tanıklık eden bir yapı.. Bitişiğinde yer alan mutfak ve tuvalet, anı evinin önemine ters düşen bir görüntü. Tuvalet de mutfak da kafeterya binasına aktarılsa bizce daha iyi olur.
kentten
Kaf Kaf, Çakabey'de tartışıldı
Karşıyaka Spor Kulübü'nün katkıları ile 1912 Karşıyaka Derneği'nce düzenlenen, Karşıyaka ve KSK tarihinin okullarda anlatılıp, tanıtıldığı, 2013 yılından beri yaklaşık 40 okulda gerçekleştirilen "Karşıyaka sevgisi" etkinliği bu defa Çakabey Koleji'nde yapıldı. Katılımcılar; Pınar Karşıyaka basketbol takımının genç oyuncuları; Egemen Güven ve Muhammet Baygül ile KSK Voleybol takımının oyuncuları Ayşegül Girgin ve Aslı Yılmaz'dı. Moderatörlüğünü Mustafa Karluk'un yaptığı söyleşi bölümünde öğrenciler konuk sporcuları soru yağmuruna tutarken en iyi soruyu soran üç öğrenciye Pınar Karşıyaka'nın Beşiktaş'la bu hafta sonu yapacağı maçına bilet verildi. Vehbi Moğol'un dönem fotoğraflarından hazırlayıp sunduğu "Karşıyaka ve KSK tarihi" görsel sunumu ilgiyle izlendi. Basketbol ve voleybol takımlarının imzalarını taşıyan forma ve topların okula armağan edilmesinden sonra 1912 Marşı söylendi. Öğrenciler Kaf kaf çekti ve imza almak için birbirleriyle yarıştı.