İnsanların geçiş noktası olan her yerde müzisyenler türedi. Karşıyaka Çarşısı, Kemeraltı, Kıbrıs Şehitleri'nde, iskelelerde, metro istasyonlarında eline bir çalgı aleti alan bir yer kapıyor kendine.
Çalıyor bir şeyler, çalmaya çalışıyor.
Bu sesler çoğu zaman gürültü kirliliğine neden oluyor. Özellikle de akşam satlerinde artıyor sokak müzisyenleri.
Saz sesi gitar sesine, darbuka sesi tef sesine karışıyor. Kimin ne çaldığı da belli olmuyor.
Elinizde bir müzik aleti olmasına gerek yok. Karton bir kutuyu, plastik bir leğeni çalgı aleti yapanlar da var. İnsanlar onların karşısına dikilip dakikalarca dinliyorlar. Ne dinlediklerini bilmeden. Hoşlarına giden bir şarkı varsa, onu kameraya alanlar da hiç de az değil. Gönüllerinden ne koparsa bir iki lira vererek sokak çalgıcılarını mutlu edenler de oluyor kuşkusuz...
Bazen iş çığırından çıkıyor.
Karşıyaka Çarşısı'nda akşam vaktiydi. Gri bir örtü, ilçenin üzerini örtmek için uğraş veriyordu. Bir kadın elindeki darbukayı çalıyor, 8-9 yaşlarında küçük bir kız da müziğin ritmine göre göbek atmaya çalışıyordu. İnsanlar çevresine dizilmişler oynamaya çalışan küçük kızı izliyorlar, kameraya alıyorlardı. Para verenler de oluyordu.
Önce genç bir kadın, anneyi uyardı. Çocuğun yaşının küçük olduğunu, bunu yapmaması gerektiğini söyledi. Kadın aldırmadı. Tam o sırada yılların eğitimcisi, yazar Savaş Ünlü, olayı gördü. Olanca gücüyle bağırdı: "Çocuğu oynatamazsınız!" Bu sesle herkes irkildi. Kadın darbukayı kesti.
Kız çocuğu annesinin dizi dibine geldi, ürkmüştü. Annesinin boynuna sarıldı. Yılların eğitimcisi, çok sevilen Savaş Ünlü, "Çocuk haklarına aykırı yaptığınız, çocuğunuza bunu mu uygun gördünüz?
Bu zavallı çocuktan ne hayır gelir böyle sürerse.
Oynatmayacaksınız. Şimdi telefon eder, sizi şikayet ederim" dedi.
Birkaç kişi Savaş Ünlü'ye katıldı.
Kadın yerinden doğruldu. Çocuk annesinin dibinden ayrılmıyordu.
Çocuğu izleyenlere de ağzının payını verdi Savaş Öğretmen.
"Sizlere de yazıklar olsun, el kadar kızın oynamasından zevk alıyorsunuz. Biriniz niye engel olmadı buna. Yakışır mı insanlığa.
Sizler çocuğunuzu ulu orta oynatıyor musunuz?" Kadın ve kızı belki de başka yerde kendilerine iş bulmaya gidiyordu. Savaş Ünlü, ağır adımlarla giderken başını sallıyordu.
Meslek yaşantısında bir kez olsun sesini yükseltmemiş, öğrencilerine kızmamış, ülkemizin, İzmir'in gururu eğitimci yazar çok da üzülmüştü. Gözyaşlarının sesi olmasa da, hıçkırıklar duyulmuştu. Yaşantısında kızgınlıktan eser olmayan eğitimci duayeni kızdırmıştı çocuğun sömürülmesi.
Bu durumlara karşı neden bir yaptırım yoktu...
Menderes ve arkadaşları için mevlüt okunacak
İzmir Demokratlar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Samet Ocakoğlu'dan bir çağrı...
Ocakoğlu'nun; Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun "idam yıldönümü" 16 Eylül'de Cuma namazı öncesinde Hisar Camii'ndeki Mevlid-i Şerif için Egelilere çağrısı şöyle:
"Demokrasi şehitlerimiz merhum Başvekil Adnan Menderes, merhum Maliye Bakanı Hasan Polatkan, merhum Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, merhum İçişleri Bakanı Namık Gedik ve ebediyete intikal etmiş 5. Adnan Menderes Hükümeti'nin bakanları, Yassıada'da bulunmuş TBMM 11. dönem milletvekilleri ile tüm demokrasi şehitleri ruhuna tertiplenen mevlid i şerife tüm Müslümanlar davetlidir."
Zemin ve zaman
Amerikalı bir rahip New York'ta bir otele inmişti.
Resepsiyonda kendisine uzatılan fişi doldururken, sıra şu soruya geldi:
"Müşterinin temsil ettiği firmanın adı?" Rahip kısa bir süre düşünüp, karşılığında şu cevabı yazdı:
"Tanrı ve Şürekası..."
laflama
Ağustos ayında yaşanan aşka YAZ AŞKI, Ocak ayında yaşanan aşka da AYAZ AŞKI denir!
Ey Edip Adana'da pide ye. Fotoğrafını çekip koy feysine!
Kadın hışımla kocasına "Senin için saçımı süpürge ettim" dedi. Kocası "Süpürge ettiğin saçların değil, yolduğun sakallarımdı kadın" deyiverdi!...
Bir ben vardır bende benden içeri. Kapı tokmağını çevir gel içeri!
Hatun facebook'a yazmış "Özele mesaj yazanı engelliyorum" diye. Bacım kim seni ne yapacak? Sıkıysa
Güzele mesaj yazanı engelliyorum" diye yazsana!
(İbrahim Ormancı'dan)