• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Enerji güvenliğinin bugünü ve yarını

GONCA ELİBOL

Enerji güvenliğinin bugünü ve yarını

gonca.elibol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28 Aralık 2025

Enerji sektörü, ekonomik büyümenin ötesinde; jeopolitik dengeleri, ulusal güvenliği ve rekabet gücünü doğrudan etkileyen bir alan. Artan elektrik talebi, arz güvenliği ve kritik mineraller, önümüzdeki dönemde enerji politikalarının temel belirleyicileri olacak. Bu çerçevede, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından 26 Aralık 2025'te Sabancı Center'da düzenlenen "Dünyada ve Türkiye'de Enerji Güvenliğinin Bugünü ve Yarını: Kritik Minerallerde Riskler ve Çözümler" başlıklı konferans, enerji gündeminin küresel ve ulusal boyutlarını bütüncül bir perspektifle ele alan önemli bir buluşma oldu. Açılış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Türkiye ve dünyada enerji görünümünün son dönemde yaşanan jeopolitik gelişmelerle enerjinin milli güvenlik meselesi olduğuna dikkat çekti. Sabancı ayrıca kamu ve özel sektör iş birliğiyle enerji sektöründe kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü, bu süreçte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ortaya koyduğu politikaların ve sahadaki uygulamaların belirleyici rol oynadığını özellikle vurguladı.

TALEP ARTIŞLARI SÜRECEK
Enerji alanında dünyada otorite isim olan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol ise konuşmasında jeopolitiğin enerji sektöründeki etkisine dikkat çekti. Enerji güvenliğinin önümüzdeki yıllarda ülkelerin temel gündem maddelerinden biri olacağını vurgulayan Birol, aynı zamanda petrol, doğalgaz, nükleer enerji, yenilenebilir kaynaklar ve kritik minerallerle piyasa dengeleriyle birlikte jeopolitik riskler çerçevesinde değerlendirildiğine değindi. Petrol piyasalarında talep artış hızının yavaşladığını, buna karşın özellikle ABD kaynaklı güçlü arzın fiyatlar üzerinde baskı yarattığını ifade eden Birol, petrolün küresel enerji sistemindeki ağırlığının sürdüğünü ve talep artışının 2040'a kadar devam edeceğini belirtti.
Doğalgaz tarafında ise LNG(sıvılaştırılmış doğal gaz) arzındaki büyük artışın piyasayı daha esnek hâle getirdiğini ve alıcı ülkelerin pazarlık gücünün artacağını vurguladı.
Nükleer enerjiye ilişkin değerlendirmelerinde ise, enerji güvenliği açısından bu alanın yeniden öne çıktığını ve 2025 itibarıyla nükleerden elektrik üretiminin tarihsel zirvelerine ulaştığını ifade etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin enerji politikalarında yeni bir ölçek ve vizyon dönemine girildiğini ortaya koydu. Küresel ölçekte elektrik talebinin 2055 yılına kadar üç katına çıkmasının beklendiği bir ortamda, Türkiye'nin temel önceliğinin dışa bağımlılığı azaltmak olduğunu belirten Bayraktar, 2035 perspektifiyle yenilenebilir enerjide 120 bin megavatlık kurulu güç hedefinin enerji dönüşümünün ana omurgasını oluşturduğunu ifade etti. 2026'nın yenilenebilir yatırımlar açısından yeni rekorların konuşulacağı bir yıl olacağını dile getiren Bakan, bu büyümeyi desteklemek amacıyla iletim ve dağıtım altyapısında kapsamlı ve uzun vadeli yatırımların devreye alınacağını vurguladı.

İLK ELEKTRİK ÜRETİMİ
Petrol ve doğalgazda Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında Gabar ve Sakarya Gaz Sahası başta olmak üzere önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Bayraktar, 2028'e yönelik iddialı üretim hedeflerine dikkat çekti. Bu çerçevede, 2026 yılında Sakarya Gaz Sahası'nda günlük üretimin 20 milyon metreküpe çıkarılması ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde ilk elektrik üretiminin gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Nükleer enerjinin, 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda Türkiye'nin uzun vadeli enerji güvenliğinin temel unsurları arasında yer aldığı da vurgulandı. Konferans kapsamında düzenlenen panelin moderatörlüğünü SOCAR CEO'su Elçin Ibadov üstlenirken; T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Berrin Ekinci, Hitachi Energy Genel Müdürü Yasemin Hoşder Öztekin ve Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz sektöre ilişkin ve kritik minerallerin küresel tedarik zincirleri açısından taşıdığı önemi değerlendirdi. Enerjideki hedefler, yürütülen çalışmalar tamamlandığında Türkiye'nin, enerji ihracatı yapan ve küresel ölçekte enerji gücüyle öne çıkan ülkeler arasında yer alacak. Savunma sanayiinde yaşanan dönüşümün, orta vadede enerji sektöründe de benzer bir ivmeyle karşılık bulacağını öngörüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.