Yabancı ürünlere duyulan talep her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde hemen hemen her yabancı ürün satılmaktadır. Özellikle marka imajı, model çeşitliliği, yeni tasarım, kalite ve dayanıklılık beklentileri yabancı ürünleri daha çekici yapmaktadır. Yabancı ürünlerin bir özelliği daha bulunmaktadır. Yabancı ürünlerin, onları kullananlara farklı bir imaj kazandırdığına inanılmaktadır. Öyle ki, yabancı ürünle birlikte marka imajı da satın alınmaktadır. Bu nedenle daha fazla para ödenmektedir. Bunlardan niçin söz ediyorum? Yabancı ürünlerle ilgili kimi zaman karşılaştığımız yanılgıları belirtmek istiyorum.
Tüketici Hakları
Bir kısım yabancı ürünler üretildikleri ülkelerde çeşitli nedenlerle talep fazlası olmaları nedeniyle ithalatta ayrıntılı teknik engeller uygulamayan ülkelere ihraç edilmektedir. Her yabancı ürünün kaliteli olacağı varsayımı doğru değildir. Yabancı ürünleri satın alırken de dikkatli olmak gerekmektedir. Öte yandan Türkiye'de kaliteli yerli ürünlerin üretimi ve ihracatı hızlı bir şekilde artmaktadır. Öyle ki, yabancı bir ülkeden getirdiği bir hediyenin Türk malı olduğunu gören vatandaşlarımızın sayısı giderek artmaktadır. Ayrıca tüketici hakları konusunda toplumun bilinçlenmesi gerekmektedir. Özürlü bir ürün satıcı ve üretici şirketlerin sorumluluğu altında bulunmaktadır.
Ülkemizde satışa sunulan ürünlerin kalite güvencesi ve marka imajı ile ilgili konularda daha duyarlı olmak gerekmektedir. Yabancı ürünlerin uluslararası pazarlarda serbest dolaşımı yaygınlaşmakta ve pazara sunulan ürünlerin çeşitliliği artmaktadır. Tüketicilerin seçme alternatiflerinin artması üretici kuruluşlar arasındaki rekabeti daha da zorlaştırmaktadır. Bir yandan tüketici haklarının korunmasına çaba harcarken, öte yandan da yerli üretici kuruluşların yabancı ürünlerle haksız rekabet içinde olmaması için önlemler almak gerekmektedir.
Tüketici haklarından ve kalite güvenliğinden ödün verilmemelidir. Ayrıca bilinçsiz uygulamalarla sanayimizin rekabet gücünün olumsuz yönde etkilenmesine karşı dikkatli olmak gerekmektedir. Bu nedenle tüketicilerle, üretici ve satıcı kuruluşlar arasında sağlıklı bir diyalog kurulması büyük bir önem taşımaktadır. Şirketlerin işsiz kalmalarının ve zor duruma düşmelerinin nedeni sadece ekonomik kriz ya da müşteri taleplerinin azalması değildir. Kaliteli üretim ve rekabetçi tasarım gücünü kaybeden şirketler müşteri de kaybetmektedir. Mevcut durumu sürdürmeye çalışmanın hiçbir güvencesi bulunmamaktadır. Rakip şirketler bizden daha hızlı gelişiyorsa, biz geriye gidiyoruz demektir. O nedenle yeniliklere açık olmak ve yerli ürünleri daha etkili bir biçimde tanıtmak gerekmektedir.
Uluslararası Standartlar
Dünyayı saran küreselleşme akımı ekonomik ve sosyal hayatı yoğun bir şekilde etkilemektedir. Ürün ve hizmet tasarımında, üretim, satış ve pazarlama süreçlerinde, müşteri memnuniyeti sağlama konularında uluslararası standartlara uyma zorunluluğu bulunmaktadır. Uluslararası pazarlarda daha fazla kalite, daha hızlı hizmet, daha yeni ve ucuz ürünler talep edilmektedir. Yeni ekonominin güçlü kuruluşları, kendilerini yeniden örgütleyen ve uluslararası rekabet koşullarına uyum sağlayabilen kuruluşlar olacaktır. Yeni tasarımları, kaliteyi ve verimliliği ön plana çıkarmadan, dinamik ve çağdaş bir kuruluş olabilmek söz konusu değildir.