Kertenkele türlerinin hemen hepsi etçildir ve böcek vb ile beslenirler. İgauana türleri ise yeşillikle beslenir. Sadece doğada yavruluk dönemlerinde küçük böcekler, kelebek ve çekirge gibi böcekleri avlayarak yiyebilirler. Daha sonraki hayatlarında ise ömürlerinin sonuna kadar bitkisel beslenirler. Evlerde beslediğimiz iguanalara sadece bitkisel besinler vermeliyiz.
İguanalara köpek ve kedi maması verdiğinizde yiyebilirler ve bu şekilde beslenen iguanalar daha parlak görünümlü bir deriye sahip olabilirler ama ilerleyen yaşlarıyla 6-7 yaş civarında böbreklerinde oluşan hasar sonucu çok ciddi sorunlar yaşar ve çoğu zaman da bu nedenle hayatları son bulur. O yüzden iguanalara asla kedi köpek maması vb vermemelisiniz.
İguanaların beslenmesinde yapraklar ve çiçekler çok önemli yer tutar. Özellikle dut yaprağı, roka, dereotu, Japon gülü yaprağı ve çiçekleri, hatmi ağacı yaprak ve çiçekleri, kabak ve çiçeği, gelincik çiçeği, ebegümeci, hindiba yaprakları yiyebileceği büyüklükte doğranıp sebze ve meyvelerle karıştırılıp salata yapılarak iguanalara verilirse keyifle bolca yediklerini görebilirsiniz.
Sebze meyvelerden de örnek verecek olursak elma, kabak, yeşil ve kırmızı biber, dolmalık biber, üzüm, incir, armut, muz, kivi, erik gibi meyveleri iguananızın salatasına katabilirsiniz.
OT DEĞİL YAPRAK YERLER
Vereceğiniz tüm besinler taze olmalıdır. Çürük, bozulmuş gıdaları vermemelisiniz.
Sebze, meyve ve yeşillikler dolaptan çıktığı gibi soğuk değil oda sıcaklığında bekletildikten sonra verilmelidir.
İguanaların ortam ısısı özellikle kışın gerekli olan yükseklikte olmazsa yiyecek tüketmezler. Ortamı ısıttığınız an yemek yediğini göreceksiniz.
Emin olmadığınız hiçbir besini iguananıza denemek için vermeyiniz.
İguanalar tavşan, guinea pig gibi çimen ve otla beslenmezler sadece yaprak grubunu yerler.
Tek bir çeşit besini bolca vermek yerine mümkün olduğunca yaprak ağırlıklı ama bol çeşit içeren salatalar hazırlamalısınız.
Yaban hayvanları evcil olamaz
Değişik zamanlarda önüme düşen veya bir kedinin ağzından çocukların kurtardığı serçe, karga, kerkenez, çulluk veya baykuş yavruları kliniğimize gelir. Arada sincap, sansar yavruları vb bir çok yaban hayvanı duyarlı hayvan severler tarafından kliniğimize getirildiğinde hep çabamız bu yaban hayvanını en kısa sürede kırığını veya hastalığını iyileştirip veya yavruysa ölmeden serpilmesini sağlayıp doğaya salmaktır. Bir yaban hayvanı ile karşılaştığınızda bu hayvana zarar vermeden ya Çevre Orman Müdürlüklerini veya veteriner hekimleri aramalısınız.
Asla bu hayvanları kafeslere kapatıp ya da evcilleştirip uzun süre beslemeyi düşünmeyin.
Çünkü yaban hayvanlarının çoğunu beslemek yasalarla ve ciddi cezalarla yasaklanmıştır.
Onlar doğaya aittir, bize değil!
Bazı köpeklerde göze dikkat
Gözleri dışarıya doğru çıkık köpek ırklarında gözler çok hassas ve tehlike altındadır. Özellikle Pekingese, Lhasa Apso, Chihuahua, French buldog, Pug gibi ırkların gözleri çok kolay çizilebilir ve yaralanabilir.
Bu tür bir köpeğiniz varsa çalılık, hatta otluk alanlarda gezdirirken dikkatli olmalısınız. Bu tip köpeklerin kediler tarafından tırmalanarak da gözlerinde ciddi yaralanmalar olmaktadır. Asla evdeki göz ilaçlarından birisini veteriner hekime başvurmadan kullanmayınız.
Papağanlarda strese bağlı tüy yolma
Öncelikle Jako ve Kakakdu papağanları olmak üzere birçok papağan türünde vücut tüylerinin yolunduğu gözlemlenebilir. Genelde kuş sahipleri papağanlarında oluşan bu sorunun tüylerin kendiliğinden dökülmesi ile olduğunu düşünürler. Oysa ki papağanlar strese bağlı olarak tüylerini kendileri yolarlar. Hatta kendilerini yaralayabilirler. Kuşunuzun kendini yolduğunu anlamanın en basit yolu başındaki tüylerin kalması sadece vücudundaki tüylerde problem olmasıdır. Kuşunuzun stresine bağlı başlayan tüy yolma alışkanlığı insanlarda olan tırnak yeme alışkanlığına benzer ve stres yaratan durumlar iyileştirilmediği sürece bir aşama kaydedilemez. Stres yaratan durumları iyileştirmemize rağmen hala devam eden tüy yolma sorunu için veteriner hekiminize başvurmalısınız.