Beş hafta önceki gazete ve TV yorumlarını hatırlıyorum. Göztepe'yi, Kayseri, Ankaragücü, Kasımpaşa, Antalyaspor ve G.Birliği ile beraber düşebilir takımlar arasında sayıyorlardı.
Ama Göztepe Tarihinde sık sık rastladığımız bir şahlanışla adeta uzun atlayıp, 9.sıraya çıktılar. Hem de berbat fikstürle... Sen git Trabzon'u, Alanya'yı, A.Gücü'nü yen, paha biçmek olanaksız. 2. devre İzmir'de kazanılacak maçlar serisini varsayarsak büyük hedefleri düşünmeliyiz. 30 bin kişilik yeni stadımızda muhteşem taraftarın dopingiyle, Türkiye Kupası'ndan, ya da ligde ilk 6'ya girerek Avrupa'ya açılmak olabilir.
HALIL AKBUNAR VE SERDAR'A BAYILDIM
Ankaragücü maçında iki ele avuca sığmaz adamın patlamasını yaşadık. Halil ile Serdar daha önce kanatları kullanmakla yetiniyor, Jerome'u golle buluşturmaya çalışıyorlardı. Ama Başkentte rakibin yüreğine yüreğine girdiler, ekmeklerini taştan çıkardılar, pasiften aktife geçtiler.
Halil Akbunar'ın o 26. saniyede attığı gol var ya, Türk Futbol Tarihi'nde bir ilk.
63 yıldır futbolun içindeyim, böyle bir gol görmedim. Sadece Göztepe'de değil tüm Türkiye'de. Sen düştüğün yerden doğrulup voleyle ağları havalandıracaksın, hiçbir babayiğidin harcı değil. Serdar'ın o boyuyla, o kadar uzun adamın arasından topu kafayla ağlara bırakması, ardından nefis bir şutla topu köşeden ağlara yapıştırması başarılı futbolunu taçlandırmasıydı.
Kaçırdığı gollerle eleştirilen Jerome'a da haksızlık yapılmasın, takımın gizli kahramanlarından biri o. Üstün fiziğiyle rakip dağıtıyor, arkadaşlarına kulvarlar açıyor.
Ara transferde bir golcü alalım da, Jerome'dan vazgeçmeyelim, hücum bölgesini takviye edelim. Bize futbolu bırakan Adebayor kimliğinde bir golcü gerek.