Dizilerden birinde bir konuya takıldım. Lise öğrencisi iki sevgili var. İkisinin ailesinin de gelir düzeyi düşük. Geçimlerini zar zor sağlıyorlar.
Dolayısıyla gençlerin de ceplerinde metelik yok.
Kız, sevgilisinin gelir durumunu bilmiyor mu? Biliyor elbette.
Ama olmadık beklentiler içinde.
Mesela yüzük bekliyor sevgilisinden.
Hem de tek taş bir yüzük!
Üstelik daha lisede okuyorlar.
Ayrıca sevgilisinin onu pahalı ve şık yerlere götürmesini istiyor. Gösterişli sürprizler bekliyor.
Üstelik bunları yapacak parası olmadığını bildiği halde.
Erkek ne yapıyor dersiniz? O da sevdiğini kanıtlamak için ya da sevgilisini başkasına kaptırmamak için bu istekleri yerine getirmeye çalışıyor. Derslerine çalışıp, mezun olmak yerine ya da ileride kendisine para kazandıracak konularla uğraşmak yerine, kısa vadede para bulmanın derdinde. Tabii yasal olmayan yollarla... Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen arkadaşları da ona yardım peşinde.
LÜKS YAŞAMA ÖZENMEK
Erkeklik ve mertliğin raconu bu oluyor herhalde. Yüzük almak için babası kuyumcu olan saf bir arkadaşlarını kullanıp, dükkandan yüzük çalıyorlar, kıza gösteriş yapmak için lüks bir restoranın kapısında vale kılığına bürünüp, zengin bir çocuğun arabasına el koyuyorlar bir süreliğine, vs... Dediğim gibi amaç kızın gözünü boyamak...
Yanlışları neresinden tutayım bilemedim. Lise öğrencisi genç bir kızın lüks yaşama özenmesi mi? Bunun için erkekleri kullanması mı? Erkeklerin aptal aşık rolü oynaması mı? Kızların gözünü boyamak için illegal yollara sapması mı?
Aslında tam da bir yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan hikayesi. Erkek kadının okumasını, çalışmasını ve para kazanmasını istemezse, kadın da ondan hayalini kurduğu veya televizyonlarda gördüğü her şeyi ister. Çünkü ona "evin geçimini" erkeğin sağlayacağı öğretilmiştir. O da erkeğinden her şeyi ister ve bekler. Onun görevinin bu olduğunu düşünür.
Hatta imkansızı gerçekleştirmesini.
Yapamıyorsa da bu işe talip olmamasını. O zaman bunları yapabilecek başka birini bulacaktır.
SÜPERMEN ERKEKLER
Diziler, filmler, masallar, kitaplar bunu anlatır hep. Alın size sürekli ekranlarda dönen bir reklamdan görüntüler: Çocukların çok sevdiği bir ürün dolaba konulmuştur. Bunu gören çocuklardan kız olanı "onu bana getirsene!" der, erkek olana.
O da kendini Süpermen zannederek koşar, zıplar, uçar ama dolabın kapağını açamaz. Kızın suratı asılır hemen. Neyse ki imdada anne yetişir de hem kız çocuk hem de erkek çocuk mutlu olur!
Budur işte bize öğretilen. Erkekler kızları mutlu etmek için kahraman olmak zorundalar.
Kızlar da onları mutlu eden erkeği memnun etmek için ellerinden geleni yapmak zorundalar.
Yani erkek eve para getirirse kadın mutlu olacak. Erkek de parayı bulmak için çaba gösterdiğinden karşılığını isteyecek.
Parasını verip satın aldığı her mal gibi, kadını da kendi malı gibi görecek. "Sen benim istediğimi yap" diyecek. "Evinde otur, evin düzeniyle ilgilen, ister sen yap ister parayla birini tut ona yaptır ama bu konularda beni sıkma!
Çocukla da sen ilgilen.
Benim işime de, ne zaman gelip gittiğime ve nerede ve kiminle olduğuma da karışma!
Yüzüğünü tak, pahalı elbiselerini giy, havanı kime atarsan at ama bana ilişme!" Erkekler ve kızlar, gerçekten istediğiniz bu mu?