F.Bahçe'de Aziz Yıldırım 'ın TV'deki icraat programını izlemiştim. Basketboldaki Avrupa Şampiyonluğunu göklere çıkardı, voleybolda bayanların şampiyonluklarından övgüyle sözetti, atletleri de başarı kürsüsüne çıkardı.
Sonunda birkaç satır futbola da değindi, "Futbolda da düzeleceğiz" dedi. Yıldırım pekala biliyor ki, futbol kulübün lokomotifi, yaşam kaynağıdır. Fenerbahçeliyi basket, voleybol ve atletizm başarıları kesmez. Sarı-lacivertli takım uzun yıllardır kötü teknik direktör tercihlerinden, hatalı transferlerden futboldaki egemenliğini önce Beşiktaş'a kaptırdı. Beşiktaş Avrupa'da kazanıyor, küpünü dolduruyor.
Şimdi de G.Saray ligde 8 puan önde gidiyor. "Maraton uzun, ara kapanır" sözü masal.
GİTME ZAMANI BAY BAŞKAN
F.Bahçe uzun yıllardır şiddetle yeni bir başkan ve yönetimin hasretini çekiyor.
Aziz Yıldırım 17 yıllık hizmetlerinin boşa gitmesini istemiyorsa artık gitme özverisini göstermeli. Ali Koç gibi Koç Ailesinin pırıl pırıl ismi, güçlü bir yönetimle aday oluyor da kulüpten üye listesini alamadığı söyleniyorsa F.Bahçe'nin çağdaş ve demokratik şekilde yönetildiğinden sözedilebilir mi?
CÜNEYT ÇAKIR KAHRAMANDI (!)
Dünya çapında anlı şanlı hakemimiz Cüneyt Çakır dünkü derbinin kararlarıyla sürekli eleştirilen en başarısız adamıydı.
5. dakikada Serdar Aziz'den sıyrılan Janssen'in nefis golünü faul icad ederek saymadı. İkinci devrede de G.Saray'ın yüzdeyüz penaltısını vermedi, G.Saraylı futbolculara gösterdiği kartlar da ağırdı.
Son derece sıkıcı futbolla geçen derbide her iki takım da cesaretsizdi. Kocaman, F.Bahçe'nin iş yapan iki adamını Valbuena ile Janssen'i çıkararak gafların büyüğünü işledi. F.Bahçe kazanmak için hiç plan yapmamıştı Gomis'i oynattırmamanın dışında. Oysa kazanmaktan başka çaresi yoktu. Beraberlikle kaybeden taraf oldu, G.Saray ise fazla kayba uğramadı...