Bir adamın yokluğu bir takımı bu kadar olumsuz etkiler mi, etkiler. Alpaslan, Göztepe'nin ligdeki başarılarının en önemli kahramanıydı. Takımın Mehmetçiği idi adeta. Kesicilikte ve defanstan top çıkarmada yüzdeyüz başarılı, en kritik pozisyonlarda kafasını koymaktan çekinmeyen bir savaşçı. Cezalıydı, "Eyvah" dedik, dediğimiz de çıktı. G.Birliği iki yan toptan iki gol buldu, kademe ve eşleşmede adam tutmada sınıfta kaldık. Alpaslan olsa bu iki topa da vurdurmazdı. Stancu, Gençler'in en önemli silahıydı da, o'nu hafife almanın faturası ağır oldu. İlk golde, yan topta o'nu Jerome'un tutması gafların en büyüğüydü, Stancu kafayı vurdu, çıkıp çıkmamakta hata yapan Beto'nun kararsızlığını da affetmedi. Titi ve Reis nerelerdeydi? İkinci golde de aynı pozisyon hataları tekrarlandı. Ve nihayet defansta en güvendiğimiz elemanlarlarından Gassama'nın inanılmaz geri pas ikramı, Stancu'nun harika bir rövaşatayla 3.golü atmasına ve maçın bittiğini ilan etmesine yolaçtı. Genç hoca İlhan Palut'un, Soner'in yokluğunda Borges'e forma vermesi de yanlıştı,. Mossoro gibi bir kalite dururken. Daha sonra yaptığı değişiklikler, Mossoro ve Deniz Kadah'ı alması, Eren Derdiyok'u sahaya sürmesi yerindeydi ama netice vermedi.
HER PUAN ÇOK ÖNEMLİ
Göztepe, orta sahanın yıldızı olarak parlayan Soner'in eksikliğini de çok hissetti. N'olur, artık kart konusunda biraz daha duyarlı olalım, herkese ihtiyaç var. Hele şu kritik haftalarda her puanın Göztepe'ye yukarılarda mücadele etme evresinde hayati önem taşıdığını unutmayalım. G.Birliği yenilgisi elbette kötü oldu, başarı serisini sonlandırdı ama üstüste iki Ankara deplasmanını atlattığımızı da unutmayalım. Eğer bize oynamadan "Size bu iki maçtan birer puan versek" deseler belki de normal karşılardık. Ama toplamda üç puan almak yine de başarıdır. İkinci devrede fikstür tersine dönecek bu takımlar peşpeşe İzmir'e gelecek. Moral bozmadan G.Saray maçına en iyi şekilde hazırlanalım.