Avrupa'nın gerçek bir devi ile oynayacağımızı biliyorduk da, bilmezlikten geliyorduk. Anadolu Efes, Euroleuge'de şampiyonluğa oynuyor, Obradoviç'in F.Bahçe'sini, hem ligde hem de Euroleague'de sürekli yeniyordu.
Real Madrid gibi Avrupa liderine 16 sayı fark atışını, İzmir'e gelmeden iki gün önce Rus Khimki'yi 101-82 devirişini de görmek istemiyorduk. Pınar KSK'nin kazanması için bir mucize gerçekleştirmesi gerekiyordu ve Ufuk Sarıca'nın öğrencilerinin bir hak ettiği zaferi elde etmesini İzmir'e kararlı gelen hakemler engelledi.
Maçın bitimine 11 saniye kala ama Erşan Kartal midesinden faul uydurdu ve faullerden üç sayıyla maç uzatmaya gitti. Nasıl yanmayalım böyle bir haksızlığa. Ne yapmalıydık?
Tüm oyuncular kapasitelerinin üzerinde oynamalı, 6500 seyirci salonu rakibin başına yıkmalı, özellikle Larkin, Micic, Beaubouis, Singleton, Moerman, Anderson, Simon ve Pleiss gibi NBA ve Barcelona patentlileri korkutarak, alışılmış skor yüzdelerinden saptırmalıydı.
SEMİH'İN GEREKSİZ FAULLERİ
Ve de Ufuk Sarıca'nın yine şapkadan tavşan çıkarması, basketbol zekasıyla Ergin Ataman'ı yenmesi gerekiyordu. Ama bir şeyi hesap edemedik, hakemler. Aytuğ Ekti, Erşan Kartal ve Duhan Köyiçi İzmir'e sanki Efes'i kazandırmak için gelmişlerdi.
Kaf-Kaf'ın tek silahı savunmasını 1.50'de beş faul çalarak dağıttılar. Crocker'i ve Semih Erden'i garip kararlarla kenara yolladılar.
Kaf-Kaf 2. yarıda mükemmel mücadele etti. Arayı kapatıp 6 sayı öne geçti.
Ancak Semih'in gereksiz teknik faulle oyun dışı kalması, iki normal turnike atacakken smaç çekmeye kalkmamız maçı koparmamızı engelledi. Yine de kazanabilirdik.
Hakem tuzağı olmasa. Kim ne derse desin gönüllerimizin galibisin Pınar Karşıyaka.